Kaygı
Kaygı; kişinin gündelik hayatında karşılaştığı olaylarla ilgili engelleyemediği aşırı endişeyi, kuruntuyu ifade eder. Kaygı düzeyine göre insan hayatını etkileyen bir durum yaratabilir. düzeyli kaygı kişiyi harekete geçirirken, yoğun kaygı kişinin hayatını olumsuz etkiler.
Kaygı, kaygı bozukluğu
1314
post-template-default,single,single-post,postid-1314,single-format-standard,bridge-core-2.0.5,ajax_fade,page_not_loaded,,qode_grid_1300,qode-child-theme-ver-1.0.0,qode-theme-ver-19.2.1,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.0.5,vc_responsive

Kaygı

Kaygı

Kaygı

 

Kaygı; kişinin gündelik hayatında karşılaştığı olaylarla ilgili engelleyemediği aşırı endişeyi, kuruntuyu ifade eder. Kaygı düzeyine göre insan hayatını etkileyen bir durum yaratabilir. Kaygı ve kaygı bozukluğu arasındaki fark, kaygı düzeyleri. Kaygı bozukluğu rahatsızlığında kaygı düzeyi çok yüksektir, bu durum hayatı olumsuz şekilde etkiler. Makul düzeydeki bir kaygı ise insanı harekete geçirebilir. Yoğun kaygı ise kişiyi olumsuz etkiler ve bir süre sonra kaygı bozukluğu oluşmasına neden olur.

Kaygı belirtileri:

  • Huzursuzluk, aşırı endişe ya da heyecan,
  • Kolay yorulma,
  • Zihin fonksiyonlarının durması ya da düşüncelere yoğunlaşamama,
  • Kolay irkilme, tedirginlik, tetikte olma,
  • Kas gerginliği,
  • Uyku bozukluğu.

Çocuklarda yukarıdaki belirtilerden bir tanesinin bulunması yeterlidir.

Yukarıdakilere ek olarak kaygı bozukluğu belirtileri:

  • Nefes darlığı çekmek,
  • Ağız kuruluğu,
  • Aşırı terleme,
  • Ellerin titremesi,
  • Kalp atışının aşırı artışı,
  • Odaklanma sıkıntısı,
  • Hazımsızlık

Kaygının Nedenleri 

  • Kişi çoğu zaman geçmişi unutup sadece kaygının kaynağını yakın zamanda olan olaylarda ya da durumlarda arar. Oysaki çoğu kaygının altında genelde geçmişte bizi derinden etkileyen ve halı altına ittiğimiz şeyler vardır. Fakat o halı altına itilen sorun zamanla daha da büyür ve kişiyi aşırı kaygı ve endişeye iter. Zamanla kaygı bozukluğu, panik atak ve takıntılar o kişinin hayatına girmiş olur. Şöyle düşünelim; küçük bir çocuk sokakta kötü bir olaya şahit oluyor. Çok korkuyor ve bu olayı kimseye anlatamıyor. Bir süre sonra bu olay içinde büyüyor, korku kaygıyı iyice besliyor ve küçük çocukta zamanla aşırı endişe, kaygı bozukluğu ve panik atak ortaya çıkıyor.

 

  • Yaşanması gereken acı ve hüzün duygularını kişi yaşamaktan kaçınırsa kaygı ve endişe başka konularda hemen kendini gösterir. Kişi her duygusunu yaşamalı ki ileride o duygu başka yoğun duyguları beraberinde getirmesin. Mesela, çok sevdiği birini kaybeden kişi, diğer sevdiklerini de kaybedecek düşüncesinden kaynaklı yoğun kaygı hissedebilir. Bu durumu uzman kişi ile paylaşmak durumun ilerlememesi açısından önemlidir.

 

  • Kaygılı insanların çoğu kırılgan ve kibar insanlar, öfkelenmekten kaçınırlar. O anki sorunu dışarı yansıtmayıp karşı tarafı kırmamaya özen gösterirler. İçlerine attıkları her duygu ve söz kişide kaygı, endişe gibi durumları artırır. Böyle kişiler sırf karşı taraf üzülmesin diye gözünün önünde duran kocaman problemi görmezden gelir. Bir süre sonra o problemin başını nasıl ağrıtacağından haberi yoktur tabi. Problemi görmezden gelip devam etmek aslında en büyük problemi ortaya çıkarır ve bu, kişide kaygı, panik, takıntı gibi sıkıntıları da beraberinde getirir.

 

Kaygı bozukluğu nedenleri:

  • Genetik özellikler,
  • Kalp – şeker – akciğer – troid gibi rahatsızlıklar
  • Çevresel yaşanılan travmalar,
  • İlaçların yan etkisi,
  • Korku ve diğer duyguların kontrolünün kaybedilmesi gibi nedenler ağırlıkta.

Kaygıyı Giderme Yolları

 

  • Kaygıyı gidermek için kişinin, daha önce böyle bir durum karşısında neler yaptığını ve yoluna nasıl devam ettiğini hatırlaması önemli. Kaygılı kişinin bunu düşünerek kaygısını hafifleteceğini bilmesi de ayrı bir öneme sahip.

 

  • Kaygılı kişi için “En kötü ne olur?” sorusu çok değerlidir. Kişi kaygılı olduğunda bunu düşünmek o an zor gelebilir. Ama sakin kalarak bir köşede bu sorunun cevabını bulmak çözümü de beraberinde getirecektir. Çünkü “En kötü ne olur?” sorusunun cevabı genellikle aslında problemin o kadar da vahim olmadığını ortaya çıkarır.

 

  • Beynimiz o anki problemi çözemeyebilir, bu konuda çok zorlanabilir. Ama biz o sorun karşısında kaygımızı çok artırmadan diğer problemlere geçtiğimizde beynimizin bir köşesi o problem için çözüm üretir. Diğer problemleri halledip o probleme döndüğümüzde problemi daha rahat çözdüğümüzü görürüz ve kaygı durumumuz da büyük ölçüde hafiflemiş olur.

 

  • Kaygılıyken çoğu konuda şu anki durumdan ziyade ileriki zaman dilimini, o zamandaki durumu düşünüp rahatlamak da mümkün. Bu düşünce kişiye; bu durumun, sorunun kalıcı olmadığını ve bir süre sonra kendisi için farklı bir anlam ifade edeceğini gösterir. Demek istediğim, daha ilerisini düşünebilmek kaygıyı azaltır.

 

  • Kişi kendisini kaygılandıran şeylere çok kapıldığında referans noktasını kaybedebilir. Yani bu kaygının doğru mu yanlış mı olduğu düşüncesi üzerinde durmayabilir, gerçekçi noktaya ulaşamaz. Güvenilen kişiye kaygılı durum anlatıldığında o kişi, kaygılı kişiyi gerçeklik noktasına getirebilir. Bu da kaygıyı azaltır. Şöyle düşünün; bir iş yerine stajyer olarak alındınız. Sizin gibi işe alınan 3 stajyer daha var. Birkaç aylık deneme sonunda 1 kişi iş yerinde kalacak, diğerleri işten çıkarılacak. Sizde işten çıkarılma konusunda yoğun bir kaygı var ve bu sizi geceleri uyutmuyor. Bu durumu çok güvendiğiniz ve sizinle aynı yerde çalışan stajyer arkadaşınızla paylaşıyorsunuz. Ya beni çıkarırlarsa diye düşünmekten uyuyamadığınızı söylüyorsunuz. Stajyer arkadaşınız da aynı kaygıyı ve aynı şeyleri yaşadığını söylüyor. Bu, sizi rahatlatır çünkü “Herkes benimle aynı şeyleri yaşıyor.” düşüncesi kaygıyı büyük ölçüde azaltır ya da ortadan kaldırır.

 

  • Kaygı konusunda bir diğer konu da çevrenizdeki insanlar. Sizi anlayan, size alan açan, size iyi gelen insanlar kaygı düzeyinizi azaltır. Çünkü kişi, kendini güvende hissettiği kişilerle olunca rahatlar, öfkelenmez, kendini o kişilere çekinmeden ifade edebilir. Tüm bunlar kaygıyı büyük ölçüde azaltır.

Şunu unutmamakta fayda var; kimlerle birlikte vakit geçiriyorsanız bir süre sonra siz de çeşitli yönlerden o kişilere benzersiniz.

Kaygı hakkında sizin düşünceleriniz neler? Kaygının hayatınızdaki yeri nedir?

Yorum Yok

Üzgünüz, şu anda yoruma kapalı.

Hemen Ara